26 Şubat 2015 Perşembe

Kadınlar 40 lı Yaşlarda Özgürleşebiliyor

"Sabah erkenden kalkıyor, güzel bir cilt bakımından sonra makyajını yapıyor, saçını toparlıyor, ne giysem diye gardırobunun kapağını aralıyor. Artık eskisi gibi siyah ve kahve renklere kaymıyor gözü. Şöyle canlı bir şeyler olmalı, içini açmalı giydiği kıyafetin rengi. Mavi olabilir mesela, hatta pembe bile. Giyinirken bir yandan da günün programını yapıyor kafasında. Aceleyle evden çıkıyor.  Önce spora gidiyor, oradan işe, öğlen saatinde enstrüman kursu, akşama ise İngilizce. Akşam eve geldiğinde bir hayli geç olmuş. Bilgisayarın başına oturuyor, paylaşımlarını yapmalı, ülke gündemine bir göz atıyor aceleyle beğenilerini ve paylaşımlarını yapıyor. Gözlerinden uyku akıyor artık, sessizce eşinin yanına kıvrılıp uykuya dalıyor."

Bu tempo yorucu mu geldi size? 40 yaşını devirmiş bir kadının sıradan bir günü bu. 
Çevrenizde bu ve benzeri birçok kadın vardır eminim. Kurstan kursa koşan, bu güne kadar ertelediği yaşamını bir güne sığdırmaya çalışan.  
Nedir peki kadınlarımızı bu yaşlarda atom karınca gibi yaşamaya iten?
Bu sorunun cevabını bu duyguları yaşayan kadınlardan başkası veremez elbette.

Geç Kalmışlık Duygusu
"Sıra bize ancak geldi" diyor. "Bu güne kadar çocuklar vardı, iş, eş derken kendimize ayıracak zaman bulamadık. Yapmak isteyip de ertelediğimiz bütün projelerimiz için sıra bizde artık diye düşündüğümüzde baktık ki yaş 40 olmuş, yani fazla zaman kalmamış. Acelemiz bundan."
Adanmış Olmaktan Vazgeçtik
"Psikologa gittiğimde bana kendimi anlatmamı istemişti. Anlattım. Anne olan kadını, Eş olan kadını, İş Kadınını, Ev kadınını. Bana "Ben seni duymak istiyorum, anlattıkların senin hayatta üstlendiğin roller demişti. Düşündüğümde kayıp olduğumu ve yıllardır kendim için yaşamadığımı fark ettim. Doktordan çıktıktan sonra ilk işim gitar kursuna yazılmak oldu. Sesim güzeldir hani, oradan da halk eğitim merkezine sanat müziği korosuna katıldım." 

Bize Biçilen Kadınlık Gömleği Dar Geliyor
"Hayata çocuklarımıza bakmak, yemek ve temizlik yapmak, eşimizin söküklerini dikmek için gelmediğimizin farkına vardık, bu nedenle de bu yaşlarda maddi durumuz ölçüsünde bir yardımcı çalıştırmak için çabalıyoruz. Evdeki mutluluğun insanın kendisini mutlu ve dingin hissetmesinden geçtiğini öğrendik"

Çevre Baskısından Kurtulduk
"Kendimizin Farkına Vardık. Olgun kadın dedikleri bu olsa gerek. Ne istediğimizi biliyor, kendi karakteristik yapımızı iyi tanıyoruz. "Çevrem ne der?" gibi saçma sapan korkularla yaşamımızı kısıtlamıyoruz, içimizden ne geliyorsa onu giyiyoruz, öyle yaşıyoruz.  Yaşla gelen yıllara meydan okuma önce kıyafet renklerimize yansıyor, sonra saç stilimize sonra da giyim tarzımıza."

"Hayır" Demeyi Öğrendik 
"Kimseyi mutlu etmek zorunda olmadığımızı, her şeyden önce cinsel bir obje olmadığımızı öğrendik. Fiziksel olarak ihtiyaçları karşılamak fikri bile çılgına çevirebiliyor bizi. Yani kadının bir meta olarak görülmesini her anlamda reddediyoruz. Bizim yaşımızdaki bir kadından gereksiz kıskançlıklar göremezsiniz, kendisine olan güveni tamdır. Kaprisleri yoktur, neyi istemediğini çok iyi bilir"  

Kendimize Bakmayı Öğrendik 
"Artık kendimizle daha çok zaman geçiriyoruz. Genç ve sağlıklı kalmak için düzenli olarak bakım  ve spor merkezlerine gidiyoruz. Aynada kendimize daha bir göz alıcı bakıyoruz. Bu arada yüzümüzdeki ve vücudumuzdaki kırışıklıkları gördüğümüzde neden bunlara çok erken başlamadık diye hayıflanmıyor da değiliz." 

Kadınlarımızın dilinden anlatılan bu değerlendirmeler 40 lı yaşlardaki kadınları ayrı görmek gerekliliğini zorunlu kılıyor. Özgürleşmiş, kişiliği yerleşmiş ve hayatla barışmıştır kadın bu yaşlarda. Öncelikle geçmişteki kızgınlıklarını affetmiş ve hafiflemiştir. Gerçek anlamda özgürleşmiştir.Her doğan güneşin kendisine hayatın bir armağanı  olduğunun farkındadır.

Kadınların özgürlükle kucaklaşması erkekleri neden rahatsız ediyor ve bu rahatsızlık sonucu neler yaşanıyor?  Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder