18 Ocak 2015 Pazar

Tuzun Vücuttaki Görevi Nedir?

Tuzun Vücuttaki Görevleri
Tuzun Vücut Fonksiyonlarındaki Görevi
Su ve tuz birlikte insan vücudunun en önemli yaşamsal fonksiyonlarını düzenlerler. Gerek hücre sıvısı, gerekse hücre dışı sıvı yoğunlukları farklı olan bir tuzlu sudur. Vücutta hiçbir sinir hücresinin diğer organ hücreleriyle herhangi bir bağlantısı yoktur. Oysa beyin, vücudun bütün hücreleriyle komünikasyon içerisindedir. Bu ancak hücre dışı suyun elektrik iletkenliği özelliğinden yararlanılarak yapılır. Bilindiği gibi saf su elektrik iletmez. Yalnızca tuzlu su elektrik iletir. Böylelikle hücreler arası ve hücrelerle sinir sistemi arasında bağlantı mümkün olmaktadır.


Tuz olmadan insan ne düşünebilir, ne konuşabilir, ne vücudunun diğer organlarının verdiği bilgileri alıp gerektiği reaksiyonu gösterebilir. Vücuttaki bütün yaşamsal olaylar, hücre içi ve hücre dışı bu tuzlu suda gerçekleşmektedir. 
Bütün hücrelere besinler hücre dışı sıvıyla taşınır. Bu sıvıda besinler difüzyon yoluyla dağılır. Difüzyonun yayılma hızı sıvının termodinamiğine bağlıdır. Isı su içerisindeki taneciklerin hareket enerjilerini arttırdığından difüzyon kolay ve hızlı olur. Genelde soğuk havalarda hasta oluşumuzun sebebi budur. 

Hücre ile hücrenin içinde bulunduğu tuzlu su arasında madde alışverişi gene bu iki su arasındaki tuz yoğunluğu farkından ortaya çıkan ozmos ile olur. Daha öncede söylendiği gibi, hücre dışı suyun su oranı %94 iken hücre içi su yoğunluğu %75 civarındadır. Yalnız bu sayıları mutlaklaştırmak doğru değildir. Çünkü bu oran insandan insana değiştiği gibi, kişinin su ve tuz tüketme alışkanlıklarına da bağlıdır. 

Yani kısaca tuz olmadan hiçbir canlı yaşamını sürdüremez. Peki, tuz insan yaşamı için bu kadar vazgeçilmez bir fonksiyona sahip iken, doktorların; “yüksek tansiyonunuz varsa tuzdan uzak durun” açıklamalarını nasıl anlamak gerekir? Bu insanın kendi ölümünü yavaş yavaş kendisinin hazırlaması demektir. Evet, tuzdan uzak durun ama hangi tuzdan. Bunun ayrımını şimdi daha doğru yapmak zorundayız. Rafine edilmiş tuz sadece yüksek tansiyon yapmaz aynı zamanda kansere varana kadar birçok hastalığın da oluşmasına sebep olur. Onun için ister deniz tuzu olsun, ister kaya tuzu olsun, isterse kristal tuz olsun, eğer rafine edilmişse uzak durun. 
Tuzun vücuttaki bir diğer görevi de, kaliyum-natrüyum pompası ile ozmos gücünün sürekliliğini yaratarak, vücudun doğal su dengesini ayarlar. Aynı zamanda vücudu ağır metallerden ve toksinlerden arındırır.

TUZUN VÜCUTTAKİ GÖREVLERİ 

  • Tuz seksen dörde varan elementleriyle, vücudun mineral eksikliğini giderir.
  • Tuz su ile birlikte hücre içi ve hücre dışı sıvısını oluşturur
  • Tuzun sıvıya verdiği iletkenlik özelliğiyle vücutta haberleşme sisteminin işleyişini sağlar, buna bağlı olarak, düşünmeyi, konuşmayı ve hareket etmek için gerekli haberleşme zemini  hazırlar
  • Vücutta ozmos gücünü oluşturarak, ozmosa bağlı bütün madde alışverişini sağlar
  • Kalıyum-natrium pompasının çalışmasını sağlar

İnsan vücudunun günde en 2-6 gr tuza ihtiyacı vardır. Eğer bu günde 0,2 gramın altına düşerse, insanda tuz açlığı başlar. Bu canlıda çeşitli fonksiyonel bozukluklara yol açar. İnsan vücudunun günlük ihtiyacının üstünde tuz alındığı zaman, eğer yeterince su içilirse,  bu böbrekler yoluyla dışarı atılır. Her bir gram tuzu vücuttan dışarı atabilmek için 23 gr suya ihtiyaç duyulur. Fazla tuz da eksik tuz gibi, vücutta yanlış fonksiyonlara sebep olur. Bu nedenle her gün doğru oranda tuz almak gerekir. Yeterli tuz alınmadığı zaman vücutta şu bozukluklar ya da belirtiler ortaya çıkar. 
  • Mide bulantısı, kusma
  • Kramp
  • Yorgunluk
  • Vücudun esnekliğinin kaybolması
  • Deri kuruması
  • Düşük tansiyon ve kan dolaşımı bozuklukları
  • Uzun zamanlı ishaller
  • Çok miktarda terleme

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder